Neye Bakmıştın?
Boş arama ile bulunan sonuçlar
Blog Yazıları (13)
- 925 (Nine To Five)
925 (nine to five) klasik çalışma düzenine karşı provokatif bir klip. müzik & video bana ait. 2023 yazı. her şeyden bıktığım bir bahar mevsiminden sonra, üzerimde bir iş bulma baskısıyla birlikte kendi yaratıcılığımın tıkandığı bir noktada buldum kendimi. bir yandan kendime saçma sapan işler ararken diğer taraftan da kendi yaratıcılığımı körükleyip bundan bir iş edinme telaşındaydım. birkaç başvuru ve yalanla dolu CV’lerle geçen bir aylık sürecin sonunda kendime bir iş buldum. online görüşmeler, olmadığım kalıplara girmek ve ‘’kurumsal’’ kalabilme uğruna kendimi her yönden kısma endişesi, içimde bir saldırganlık uyandı. hem kendimin bu ‘’sıkıştırılmış’’ versiyonuna hem de bu dayatmaya karşı. sözlerinden de anlaşılır, 925’ta tam bu süreçte doğan bir müzik ve klipti. evde online görüşmelerden yola çıkarak babamın takımını giydim, bilgisayarın karşısına geçtim ve rahatsız edici bir tonda kendi kendimi kaydetmeye başladım. ne yaptığımdan pek emin değildim, çekelim ve sonuçta neler yapabiliriz onu görelim istedim biraz. müzik ve sözden önce biraz klibin görsel dilinden bahsetmek isterim: süper bir kurumsallık, çekici bir plaza hayatı ve aynı zamanda da kendi klasik görsel anlatımlarım. biraz gece hayatı biraz şehir, ışıklar, bozulmalar ve yüksek kontrastlar falan. video akışına baktığımızda ise başlangıçta ekran karşısında daha çekingen ve gerçekten de zorlama bir şekilde, tıpkı bir iş görüşmesindeymişim gibi sıkıldığımı görebilirsiniz. ‘’ i can’t waste my time’’ diyerek de bu ‘’925’’ düzenin içinde bulunmak istemediğimi defalarca belirtiyorum. klip sonu el hareketleriyle ise sanki bilinçaltım tarafından bunu destekliyorum. bunu çok sonradan fark ettim tabii. müzikal bakalım: yavaşlatılmış DnB, bolca distortion, tozlu bass’lar... buradaki drum pattern’da asıl değinmek istediğim bir taraf var, o da sesleri çeşitli efektlerle bozarak sanki elimde birkaç bozuk para sallıyormuşum gibi bir ses üretmeye çalıştım. çünkü hepimiz bu düzende biraz ‘’just wasting time for a little dime’’ dimi? aralarda da az buçuk duyuyorsunuzdur, değişik bir ses var. teyzemin sesi. ‘’görüntü çok güzel’’ diyor. ironik bir yaklaşım: bir sanatçı olarak kendini üretmektense, sıkışıp tükettiğin ortamlarda ucuz bir miktara vaktini satmak. gerçekten de çok güzel bir görüntü. fakat bunu kabul etmiyoruz. bence yaratıcıysan biraz da saldırgansın bazı koşullarda. bence yani. kendimin bu tarafını özellikle anladığım bir proje oldu 925. hem ilk klibim olmasıyla hem de görsel anlatımı ve o dijital duruşuyla hala insanlara göstermekten hoşlandığım bir iştir kendisi. bu arada hala o saçma sapan işimdeyim. umarım çok yakında istifamı vereceğim. full time artist olacağım bekleyin beni. yaratıcılığınız sizi kurtaracak. muah.
- Köklerine Sahip Çık
Alternatif Sesler: Elektro Hafız Nerden geldiğimi çoktan söyledim. Peki nasıl seslerden beslendiğimden bahsetmiş miydim? Beni fazlasıyla heyecanlandıran Alternatif Sesler serimin ilkine hepiniz hoşgeldiniz. Kreatif eylemlerin arasındaki bağın gücüne taparak, günlük süreçte dinlediğim şarkıları ürettiğim işlerle fazlasıyla bağdaştırıyor, aynı zamanda onlardan güç alıyorum. Muğlalı bir kökle aksi zor olacağından, saz sesine hasretim hep biraz. Her insanda ve şehirde gizli de olsa biraz arabesklik varsa onu arayıp bulmayı amaçlıyorum. İşte tam da bu noktada asıl konuya varıyoruz. Kim bu Elektro Hafız? " Elektro Hafız " bana kalırsa tek bir kalıba sığdırılmak için fazla şey yapıyor. İspanya'da sadece 60'lı ve 70'li yılların kayıtlarını tekrardan plak olarak yayınlayan Guerssen adlı şirket tarafından temsil edilen sanatçımız 70'lerin Anadolu Rock ve Psychedelic müzik akımlarından etkilendiğini belirtiyor ve bağlama başta olmak üzere geleneksel türk motiflerini elektronik dokularla inanılmaz bir şekilde bir araya getirip beni kısa bir süre içerisinde fanı haline getirmeyi başarıyor. " Varyete " albümüyle tanıştığım Elektro Hafız Almancadan Fransızcaya birçok dilde arabesk olarak nitelendirebileceğimiz büyük yaylı orkestrası partisyonları ile 80'lerin arabesk ambiyansını yansıtırken bana kalırsa kendi ülkemizde bile değeri yeterince bilinmeyen bu türü dünyanın her bir köşesine taşıyor. Kendisi Köln’de yaşıyor ama Berlin, Paris, İstanbul, Kopenhag, ve Brüksel’i de sık sık turluyor. Aklınızda bulunsun! İşte tam olarak bu sesleri dinlerken benim için de "Eski-Şehir" serisi oluşuyor. Keyfi çekilmiş fotoğraflar olarak başlayan bu proje en sevdiğim sokaklardan size bir seçki sunarken, zaman - mekan arasındaki silikleştirici etkiyi parlatıyor. Söz değil de kafa uçar, görsel kalır bence. Siz de bu görselleri incelerken "L'amour A Deux Doigts" şarkısının size eşlik etmesine izin verin. Hem biraz edepsiz hem de geleneksel bu şarkıyla hem kendinize hem de köklerinize sahip çıkın! Eskişehirde gezin herkese benden selam söyleyin. Keçi'de de bir kahve içmeyi sakın unutmayın!
- Baudrillard ve Sahte İkona
“İmge dört evreden geçer: Gerçekliğin temel bir yansımasıdır, Temel gerçekliği maskeler ve bozar, Bu gerçekliğin yokluğunu gizler, Herhangi bir gerçeklikle bağı kalmaz: kendi saf simülakrı olur.” — Jean Baudrillard, Simulacra and Simulation, University of Michigan Press, 1994, s. 6. (Türkçe çeviri) İmgelerin anlamı köreldikçe, onlar aracılığıyla kurguladığımız gerçeklik de çürümeye yüz tutar. Artık eski kudretine sahip olmayan gerçeklik hasta yatağındayken, imgeler, sağlığı fazlasıyla yerinde bir adamı simüle ederler. Sonunda gerçeklik ölürken imge, ceset kokusunu unutturacak bir tiyatro peşinde koşmaktadır. Bu şov zamanla öylesine inandırıcı ve ikna edici bir hal alır ki, seyirci bir aralar yaşamış bir gerçekliğin varlığını bile unutur. Baudrillard’a göre bu, simülasyonun son evresidir. Soruyorum öyleyse, simülasyon hayatımızı bütünüyle ele geçirdiyse, kendini ebediyen çoğaltarak yeniden ürettiyse, ve eğer ölmüş gerçekliğin yerini almakta başarılı olduysa, artık olmayanı saklamaya gerek var mıdır? Eskiden olanın olmuşluğu unutulunca onu arayan kimdir? Gerçeğin yokluğu bile fark edilemez bir haldeyken eksikliğini hisseden nasıl kalabilir? Geçmişte fetişleştirilen, göklerde istirahat eden yüce fikirlerin yeryüzündeki temsilleri olduğuna inanılan imgeler, veya formlardı. Bunlar, Tanrı’nın tasviri olup insanlara doğrusal bir yol işaret ediyorlardı. Bu yol bir yere değil, anlamın kendisine çıkan bir çizgi görevi görüyordu. İsa’nın, örneğin, Bizans ikonalarında tasvir edilişi birinci derece simülasyondu. Birinci derece, yani Temsiliyet: hakikatin sadık bir biçimde yansıtılmasıydı. İnsanlar Yüce’ye bu imgeler üzerinden ulaştıklarına inanıyorlardı. Tarihin akışı ise dünden bugüne, bugünden yarına bir anlam taşıyıcılığı üstleniyordu. Dönemlere ayrılmış, devrimlerin, galibiyetlerin ve yenilgilerin iz sürdüğü bir anlayıştan söz etmek mümkündü. Ne değişti sonra? Kim çaldı kapıyı? Anne, ben bakıyorum dedi insan ve kapı deliğinden kendini gördü. Bir elinde tırpanıyla gerçekliği o öldürmüştü: Tanrı ölünce beraberinde gerçekliği de götürmüştü. Kendi temsillerimizle yarattığımız yokluk karşısında içimizi bürüyen çaresizlik, dermanını bu cinayetin üstünü daha fazla temsil ile örtmeye çalışmakta buldu. “Gerçekliği temsil etmek onu öldürmektir.” - Baudrillard Gerçek son nefesini verdiğinde ise zamanla unutuldu. Aşkınlığın yerini insanaltı düzeyde işleyen alışkanlık kodları aldı. Zaman hızlandı fakat yönünü kaybetti: Yoğunlaşmış, boş bir karadelik gibi doğrusal gidişatın yerini her şeyin “şimdi”de tüketimi aldı. Eskiden Tanrı’nın dünyadaki iz düşümü olduğuna inanılan İsa ve Meryem tasvirlerinin kendileri bile, yerini kendinden öte bir anlama işaret etmeyen çoğaltılmış İsa meme’lerine ve Virgin Mary baskılı crop-top’lara bıraktı. Eski tasvirler kopyalanamaz, kendine münhasır eserler olarak görülürken, günümüz imgeleri tüketim çarkını döndüren partiküllerden birisi olarak, diğer elementlerden yalnızca mikro-detaylar ile ayrışan, vazgeçilebilir ve sınırsızca çoğaltılabilir unsurlar olarak yerlerini aldılar. Tarih, geçmişteki olayların dramatize edilmiş bir gösteri-tarih tekrarı, iktidar, muhalefetin varlığı ile karar alma yetisi olduğunu yutturmaya çalışan simülakrlara indirgenerek yok olmuşlardı bile… “Simülasyon artık bir coğrafyanın, bir referans varlığın ya da bir özün simülasyonu değildir. Kökeni ve gerçekliği olmayan, modeller yoluyla üretilen bir gerçeklik; yani hipergerçekliktir.” - Baudrillard Bu çalışmam birinci derecede simülasyonun (Temsil) kendini dördüncü derece simülasyona (Simülasyon) verme sürecinin popüler dini imgeler üzerinden çizilmiş bir portresi olarak ele alınabilir. Enjoy :)
Diğer Sayfalar (10)
- İçerik Üretici Başvuru | DEMODE
İçerik Üreticisi Başvuru Formu DEMODE, sıradan içeriklerden sıyrılarak tutkulu ve özgün fikirleri, yaratıcı içeriklerle buluşturan bir platform. Yaratıcı bireylerin kendilerini ifade edebilecekleri, özgün projelerini geniş bir topluluğa ulaştırabilecekleri bir alan sunuyoruz. Burada, ilham kaynağınız ne olursa olsun, onu kendi sesinizle duyurabileceğiniz, içten ve samimi içeriklerle okuyucularımızla bağ kurabileceğiniz bir yer bulacaksınız. DEMODE’de içerik üreticisi olmak sadece bir pozisyona başvurmak değil; bu, kendi dünyanızı yansıtmak ve yaratıcı bir topluluğun parçası olmak demek. Pozisyon yarı zamanlı, uzaktan ve gönüllüdür. Ne Yapmanı Bekliyoruz? Özgün İçerikler: Kendi tarzını ve sesini yansıtan, okurları etkileyen ve düşündüren içerikler oluşturmanı bekliyoruz. Görsel çalışmalar, video kolajlar, müzik ve film yorumları ya da kişisel denemeler… Tutkulu ve yaratıcı her türlü içerik burada kendine yer bulabilir. Samimiyetle Bağ Kurma: DEMODE topluluğuyla güçlü bir bağ kurmanı ve okuyucularla içten bir ilişki kurmanı önemsiyoruz. Her içerikte, içten, kişisel ve dürüst bir yaklaşımla yazman senin için en büyük artı. Düzenli Katkı: Haftalık düzenli içerik önerilmekle birlikte, yaratıcılığı baskı altına almadan topluluğa sürekli katkı sağlamanı bekliyoruz. Ad* Soyad* E-posta* Telefon Hangi üniversiteden ve bölümden mezunsun veya halen devam ediyorsan kaçıncı sınıftasın?* Bize kısaca kendinden bahset!* Şu an hangi şehirde yaşıyorsun, ilgi alanların neler? DEMODE'nin dünyasında neler paylaşmak ve katkı sağlamak istiyorsun? Daha önce benzer projelerde deneyimin varsa, bu tecrübelerin sana neler kattığını bizimle paylaşabilirsin. Seni tanımamıza ve DEMODE'ye olan uyumunu görmemize yardımcı olacak her türlü detayı duymaktan heyecan duyuyoruz! Seni daha iyi tanıyabileceğimiz bir sosyal medya hesabın var mı? LinedIn, Instagram, Behance vb. fark etmez işlerini paylaştığın platformu ekleyebilirsen çok seviniriz. DEMODE’de içerik üreticisi olmayı neden istiyorsun?* Hangi konulara odaklanmayı veya hangi tür içeriklerle okuyuculara ulaşmayı planlıyorsun? Bize ilham aldığın alanlardan, keşfetmek istediğin konulardan ve burada nasıl bir iz bırakmak istediğinden bahsedebilirsin! İçerk/Proje/Yazı* Dosya Yükle İçerik/proje/yazı veya görsel çalışmalarını yükle. Portfolyo, örnek yazı ya da görseller – ne gönderdiğin tamamen sana kalmış! Amacımız, ürettiğin içeriklerin tarzını ve yaratıcı bakış açını yakından tanımak. Bu pozisyonun gönüllü olduğunu kabul ediyorum. * Eğer 30 dakika içinde başvurunu aldığımıza dair bir mail gelmezse info@demode.biz maili ile bizimle iletişime geçmeni rica ediyoruz. Gönder İçerik Üreticisi Başvuru Formu DEMODE, sıradan içeriklerden sıyrılarak tutkulu ve özgün fikirleri, yaratıcı içeriklerle buluşturan bir platform. Yaratıcı bireylerin kendilerini ifade edebilecekleri, özgün projelerini geniş bir topluluğa ulaştırabilecekleri bir alan sunuyoruz. Burada, ilham kaynağınız ne olursa olsun, onu kendi sesinizle duyurabileceğiniz, içten ve samimi içeriklerle okuyucularımızla bağ kurabileceğiniz bir yer bulacaksınız. DEMODE’de içerik üreticisi olmak sadece bir pozisyona başvurmak değil; bu, kendi dünyanızı yansıtmak ve yaratıcı bir topluluğun parçası olmak demek. Pozisyon yarı zamanlı, uzaktan ve gönüllüdür. Ne Yapmanı Bekliyoruz? Özgün İçerikler: Kendi tarzını ve sesini yansıtan, okurları etkileyen ve düşündüren içerikler oluşturmanı bekliyoruz. Görsel çalışmalar, video kolajlar, müzik ve film yorumları ya da kişisel denemeler… Tutkulu ve yaratıcı her türlü içerik burada kendine yer bulabilir. Samimiyetle Bağ Kurma: DEMODE topluluğuyla güçlü bir bağ kurmanı ve okuyucularla içten bir ilişki kurmanı önemsiyoruz. Her içerikte, içten, kişisel ve dürüst bir yaklaşımla yazman senin için en büyük artı. Düzenli Katkı: Haftalık düzenli içerik önerilmekle birlikte, yaratıcılığı baskı altına almadan topluluğa sürekli katkı sağlamanı bekliyoruz. Ad* Soyad* E-posta* Telefon Hangi üniversiteden ve bölümden mezunsun veya halen devam ediyorsan kaçıncı sınıftasın?* Bize kısaca kendinden bahset!* Şu an hangi şehirde yaşıyorsun, ilgi alanların neler? DEMODE'nin dünyasında neler paylaşmak ve katkı sağlamak istiyorsun? Daha önce benzer projelerde deneyimin varsa, bu tecrübelerin sana neler kattığını bizimle paylaşabilirsin. Seni tanımamıza ve DEMODE'ye olan uyumunu görmemize yardımcı olacak her türlü detayı duymaktan heyecan duyuyoruz! Seni daha iyi tanıyabileceğimiz bir sosyal medya hesabın var mı? LinedIn, Instagram, Behance vb. fark etmez işlerini paylaştığın platformu ekleyebilirsen çok seviniriz. DEMODE’de içerik üreticisi olmayı neden istiyorsun?* Hangi konulara odaklanmayı veya hangi tür içeriklerle okuyuculara ulaşmayı planlıyorsun? Bize ilham aldığın alanlardan, keşfetmek istediğin konulardan ve burada nasıl bir iz bırakmak istediğinden bahsedebilirsin! İçerk/Proje/Yazı* Dosya Yükle İçerik/proje/yazı veya görsel çalışmalarını yükle. Portfolyo, örnek yazı ya da görseller – ne gönderdiğin tamamen sana kalmış! Amacımız, ürettiğin içeriklerin tarzını ve yaratıcı bakış açını yakından tanımak. Bu pozisyonun gönüllü olduğunu kabul ediyorum. * Eğer 30 dakika içinde başvurunu aldığımıza dair bir mail gelmezse info@demode.biz maili ile bizimle iletişime geçmeni rica ediyoruz. Gönder
- Hakkımızda | DEMODE
Biz Kimiz? Demode, Türkiye’deki sanatçı, tasarımcı ve yaratıcı gençler için bir paylaşım ve buluşma noktasıdır. Ancak kendimizi sadece bir platform olarak değil, yaratıcılığı cesaretle kucaklayan, özgünlüğü destekleyen ve birlikte şekillendirip inşa edebileceğimiz bir zemin olarak görüyoruz. Her bireyin kendi ifadesini özgürce yansıtabileceği, sınırları belirlenmemiş güvenli bir alan yaratmayı hedefliyoruz. Neden Varız? Yüzeysel ve hız odaklı içeriklerle dolu bir dünyada, yaratıcılığı yeniden derinleştirmek ve anlam kazandırmak için buradayız. Duyguların, düşüncelerin ve empati kurmanın yaratıcı süreçteki önemini vurguluyoruz. Aynı zamanda, bireyselleşmenin arttığı bu çağda, birbirini destekleyen bir topluluğun gücüne inanıyoruz. Hissetmek, düşünmek ve yaratmak için bir nefes alma alanı sunmak; beraber oluşturacağımız bir topluluk için zemin yaratmak için varız. Ne Yapıyoruz? Demode, yaratıcı bireylerin seslerini duyurmalarını ve kendilerini özgürce ifade etmelerini destekler. Trendlerden bağımsız, içten ve özgün üretimlerin merkeziyiz. Forumlarımızla fikirlerin buluştuğu, içeriklerimizle yaratıcı ifadelerin okurlar ve üreticiler arasında bağ kurduğu bir köprü oluşturuyoruz. Bireysel yaratıcılığı toplumsal bir dönüşüme bağlayan , ilham veren bir ekosistem olmayı amaçlıyoruz. Biz Kimiz? Demode, Türkiye’deki sanatçı, tasarımcı ve yaratıcı gençler için bir paylaşım ve buluşma noktasıdır. Ancak kendimizi sadece bir platform olarak değil, yaratıcılığı cesaretle kucaklayan, özgünlüğü destekleyen ve birlikte şekillendirip inşa edebileceğimiz bir zemin olarak görüyoruz. Her bireyin kendi ifadesini özgürce yansıtabileceği, sınırları belirlenmemiş güvenli bir alan yaratmayı hedefliyoruz. Neden Varız? Yüzeysel ve hız odaklı içeriklerle dolu bir dünyada, yaratıcılığı yeniden derinleştirmek ve anlam kazandırmak için buradayız. Duyguların, düşüncelerin ve empati kurmanın yaratıcı süreçteki önemini vurguluyoruz. Aynı zamanda, bireyselleşmenin arttığı bu çağda, birbirini destekleyen bir topluluğun gücüne inanıyoruz. Hissetmek, düşünmek ve yaratmak için bir nefes alma alanı sunmak; beraber oluşturacağımız bir topluluk için zemin yaratmak için varız. Ne Yapıyoruz? Demode, yaratıcı bireylerin seslerini duyurmalarını ve kendilerini özgürce ifade etmelerini destekler. Trendlerden bağımsız, içten ve özgün üretimlerin merkeziyiz. Forumlarımızla fikirlerin buluştuğu, içeriklerimizle yaratıcı ifadelerin okurlar ve üreticiler arasında bağ kurduğu bir köprü oluşturuyoruz. Bireysel yaratıcılığı toplumsal bir dönüşüme bağlayan , ilham veren bir ekosistem olmayı amaçlıyoruz. DEMODE TAKIMI Biz Kimiz? Demode, Türkiye’deki sanatçı, tasarımcı ve yaratıcı gençler için bir paylaşım ve buluşma noktasıdır. Ancak kendimizi sadece bir platform olarak değil, yaratıcılığı cesaretle kucaklayan, özgünlüğü destekleyen ve birlikte şekillendirip inşa edebileceğimiz bir zemin olarak görüyoruz. Her bireyin kendi ifadesini özgürce yansıtabileceği, sınırları belirlenmemiş güvenli bir alan yaratmayı hedefliyoruz. Neden Varız? Yüzeysel ve hız odaklı içeriklerin dünyasında, yaratıcılığı derinleştirmek ve anlam kazandırmak için buradayız. Duyguların, düşüncelerin ve empati kurmanın önemini vurguluyoruz. Bireyselleşen bu çağda, destekleyici bir topluluğun gücüne inanıyoruz. Hissetmek, düşünmek ve yaratmak için bir nefes alma alanı sunmak; beraber oluşturacağımız bir topluluk için zemin yaratmak için varız. Ne Yapıyoruz? Demode, yaratıcı bireylerin seslerini duyurmalarını ve kendilerini özgürce ifade etmelerini destekler. Trendlerden bağımsız, içten ve özgün üretimlerin merkeziyiz. Forumlarımızla fikirlerin buluştuğu, içeriklerimizle yaratıcı ifadelerin okurlar ve üreticiler arasında bağ kurduğu bir köprü oluşturuyoruz. Bireysel yaratıcılığı toplumsal bir dönüşüme bağlayan , ilham veren bir ekosistem olmayı amaçlıyoruz. Demode Takımı Zeynep Timur Kurucu Ortak & İçerik Üreticisi Zeynep, yirmilerinde kendini keşfetme, öğrenme ve sevme yolunda olan bir yazarımız. Bu yolculuğun sadece kendine özgü olmadığını, birçok genç gibi onun da benzer kaygılar ve düşünceler içinde olduğunu biliyor. İlişkiler, gelecek kaygısı, mükemmeliyetçilik ya da yaratıcı bir süreçte kaybolmak gibi dertlerini paylaşarak yalnız olmadığını hissetmekten mutluluk duyuyor. Kendisi, diğer insanlardan ilham alan biri. Çevresindeki sanatçı ve tasarımcılarla besleniyor ve onları keşfederken başkalarına da ilham olmayı hedefliyor. Bu yüzden, röportajları ve sanat dünyasından içerikleriyle Demode'de sıklıkla karşınıza çıkacak. Yaratıcı toplulukların bir araya geldiğinde ne kadar güçlü olduğunu biliyor ve Demode’yi böyle bir alan olarak görüyor. İç mimarlık mezunu olsa da kendini hiçbir zaman tek bir kimlikle sınırlamaktan hoşlanmıyor. Saatlerce YouTube’da ev turu izlemek, arkadaşlarıyla sokakta içmek, orta yaşlı kadınlarla beraber grup pilates derslerinde bulunmak ve hala(!!) One Direction dinlemekten keyif alıyor. Demode’de yazılarını paylaşmak için ise fazlasıyla heyecanlı. Mustafa Çağlak Kurucu Ortak & Kreatif Danışman Mustafa, henüz yirmilerinin başlarında; hem doğduğu topraklardan biraz uzak hem de oraya ait biri. Aynı zamanda mimarlık arka planından geliyor. Mimarlığı kimi zaman daha şiirsel kimi zaman daha literal; ama her zaman toplumsal bir mesele olarak ele alıyor. Bu mesele üzerine çalışmak ise ortaya yeni fikirler atmak ya da yoktan var etme çabasından oldukça uzak. Süreci de ürünü de kendinden öncekilerin yeniden kompozisyonu olarak görüyor. Bunun başlıca metodunu ise sorular sormak olduğunu düşünüyor. Soruların cevabını bulmak için değil; daha soruyu oluştururken düşünce akışında bir hikmet olduğuna inanıyor. "Neler mümkün?" diye merak ediyor. Soru sorduğu alanlar hem maruz kaldığı hem de ilgi duyduğu alanlarından oluşuyor. Bunlar ise mimarlık tarihi, kentsel konular, mimarlık-sanat arakesiti; moda, giyim ve biraz da pop müzikten oluşuyor. Bu şeyleri anlamak için de okumaya, yazmaya, çizmeye, dikmeye ve yapmaya meraklı. İhtimaller havuzunda boğulmamak için, daha pragmatik bir bakış açısıyla: bu alanları ve farklı insanları birleştirerek yeni amalgamlar ortaya koymayı amaçlıyor. Bu ihtimalleri artırabilmek için de burada! Eylül Esmer İçerik Üreticisi Eskişehir’in çok yönlülüğü, sanata açık yapısı ve sokaklarını saran grafitilerle büyüyen Eylül, tasarım yolculuğuna bu kabullenici kültürel çevrenin etkisiyle adım attı. Hikayesine, küçük ama komün bir şehir olan Eskişehir’in sokaklarında başlaması, onun kelimelerle görsel bir bağ kurmasına neden oldu ve bu tutkuyu tipografiyle birleştirerek güçlü hikayeler anlatmaya yöneltti.Sokakların hisleri ve anıları barındırdığına dair inancı, onu bu sanat formuna derin bir şekilde bağladı. Eylül, kelimelerin taşıdığı güce inanıyor ve bu gücü görselleştirerek insana hislerini sorgulatan tasarımlar yaratmayı hedefliyor. Çalışmalarında modern ve geleneksel arasındaki ince çizgide dolanmaktan keyif alıyor ve kültürün zenginliğini araştırarak bu değerleri evrensel bir perspektifle yeniden yorumluyor. Günlük hayatın içinde saklı kalan, fark edilmeyecek kadar küçük izleri parlatmak, onun sanat pratiğinin temel taşlarından biri. Tipografi dışında kolaj, illüstrasyon ve farklı görsel sanat dallarında da çalışmalar yapan Eylül, farklı materyalleri ve teknikleri bir araya getirerek özgün bir disiplinlerarası dil yaratıyor. Her bir projesinde, zıtlıkların uyumundan beslenerek estetik ve anlam arasında bir denge kurmaya çalışıyor. Müzik ve fotoğraflardan ilham alan Eylül, tasarımlarında kişilik, duygular, hisler ve insan üzerindeki etkilerini merkezine alarak, izleyiciyi derin bir düşünsel yolculuğa davet ediyor. Ona göre sanat, yalnızca bir ifade biçimi değil, aynı zamanda insanın kendi içinde gizli kalmış yaralarını sarmanın bir yolu. Tasarımlarında kullandığı bu çok yönlü yaklaşım, her projeye yeni bir hikaye ve derinlik katmayı amaçlıyor. Sanatın dönüştürücü gücünü, sadece bireysel ifadeyle sınırlı bırakmıyor; aynı zamanda izleyiciyi kendi duygularıyla ve anlam arayışlarıyla yüzleştiren bir araç olarak kullanıyor. Her yeni projede, izleyiciyi hem bireysel hem de kolektif hikayelerin bir parçası yapmayı hedefliyor. Bahar Öztürk İçerik Üreticisi Bahar, kökleri mimarlık disiplinine dayanan multidisipliner bir sanatçı. Çalışmalarında, modern ve analog teknikleri bir arada kullanarak müzik, psikoloji ve mekan ile kimlik arasındaki sosyo-politik dinamikleri sorguluyor. Müzik bağımlılığının tehlikeli bir noktaya geldiği bir dönemde, şu an müziksiz hareket edebilmenin yollarını keşfetmeye çalışıyor. Underground müzik sahneleri, sanatının önemli bir ilham kaynağı. Bu sahnelerdeki özgün atmosfer ve sesler, sadece bir izleyici olarak değil, bir yaratıcılık aracı olarak da şekil veriyor. Sinemaya olan ilgisi ise odasından çıkmadığı çocukluk yaşlarında hayatı öğrenme aracı olarak başladı. Sanat pratiği; dışlanmışlık, direnç ve dayanışma gibi temalar üzerinden toplumsal yapıları ve gerçekliği sorguluyor. Fotoğraf, karışık medya ve metni bir arada kullandığı deneysel düzenlemeleriyle, hem bireysel hem de kolektif aidiyetin, özgürlüğün ve görünürlüğün nasıl şekillendiğini yeniden düşünmeye çağırıyor. Bahar, sanatın ve tasarımın gücünü kullanarak, bu yapıları ele almanın ve kendini bulmanın ve ifade etmenin çeşitli yollarını arıyor. Yaratıcı süreçlerinde, geleneksel ve çağdaş sınırlar arasındaki ince çizgiyi zorlayarak, hem içsel hem de toplumsal katmanlarda bir keşif yapmayı hedefliyor. Duru Kanımtürk İçerik Üreticisi Duru, Bilkent Üniversitesi Mimarlık Bölümünden yeni mezun olmuş, potansiyel bir mimar ve "sanatçı"dır. Organik formlu mimariye ve biomimikriye özel bir ilgi duymakla birlikte, asıl tutkusu çeşitli sanat dallarında kendini ifade etmektir. Yağlı boya, akrilik ve kil gibi medyumlarla çalışarak sapmış perspektifler kullanır ve hikayeleştirdiği sahneleri çalışmalarına yansıtır. Bazı kişiler tarafından "iğrenç ve rahatsız edici" olarak tanımlanabilen işleri, çirkinlikteki potansiyeli incelemeyi ve görünür kılmayı amaçlar. Aynı zamanda koyu bir doku istifçisidir. Küçüklüğünden beri çevresindeki dokuları fark eder, onları fotoğraflar ve fiziksel olarak biriktirir. Bu doku koleksiyonu, hem sanatsal üretiminde hem de mimari yaklaşımlarında ilham kaynağı olurken fotoğrafçılık pratiklerini geliştirmesine de katkı sağlar. Duru, modaya da büyük bir ilgi duyar. Maksimalist kombinlerine yakışacak kıyafetler tasarlayarak stilini ifade eder. Yaratım süreçlerinde cesur ve deneysel bir tutum benimseyen Duru, hem izleyiciyi hem de kendini duygusallığa ve sorgulamaya davet eder. Ege Safi İçerik Üreticisi Ege, görsel bir düşünür olarak kendini en otantik biçimde ifade edebilmek için imgesel anlatılara başvuruyor. Ankara merkezli bir fotoğraf sanatçısı olan Ege, öncelikli olarak konsept çekimlere ilgi duyuyor. Fikirlerin zihnine hızlı ve esrarengiz dalgalar halinde geldiğini söylüyor. Bu nedenle, görüntülerin kendisini ondan daha iyi tanıdığına inanıyor. Bu, bir bakıma imgelerin, kişinin özüne en sadık ifade biçimi olduğunu ve hatta kişinin kendisine dürüst olabileceğinden bile daha gerçek olabileceklerini ortaya koyuyor. Ege’nin temel araştırma alanı insan arzusu ve ızdırabı. Yolculuğuna, kendisi üzerinde deneyler yaparak başlıyor. Acı ve neşe hissetmenin benzersiz yollarını kendi üzerinde inceleyerek insan olma halinin bütünselliğine ulaşmayı hedefliyor. Nihayetinde, bireyden yola çıkılarak gidilen her yolun insanlığın evrensel zeminine açılan kapılar olduğunu kendisine ve çevresine hatırlatmayı umuyor. Ege, şu anda Bilkent Üniversitesi’nde Bilgisayar Mühendisliği okuyor. Ancak tutkusu, daha çok görsel sanatsal ifadeye, özellikle konsept fotoğrafçılığına yöneliyor. Sanatsal yolculuğunu, kurgu üretmeye duyduğu yoğun ilgiden dolayı film dünyasında da sürdürmek istiyor. Aras Bayraktar İçerik Üreticisi Akışkan, titiz ve melodramatik. Aras’ı binlerce kelime arasından süzüp çıkarabileceğiniz üç ipucu belki, ama hiçbir zaman tamamı değil. Aslen klişe bir İstanbul, Kadıköylü olarak şu an ODTÜ, Ankara'da endüstriyel tasarım lisansı üzerine çalışıyor. Tipografi meraklısı, alternatif müzik bağımlısı ve kitap kurdu olan Aras, tasarımı, müziği, söz yazarlığını, fotoğrafı, videoyu, kolajı, çizimlerini harmanlıyor ve kendi niş dokunuşunu katıyor. Giydiği her parçada, yazdığı her kelimede, çizdiği her çizgide ve çaldığı her notada bir düşünülmüşlük gizli. Sanatı, müziği ve sözleri -onun gibi bir estet için- adeta diğer uzuvları gibi. Tasarımcı kimliğinden süzülen bir sanat anlayışıyla kuralların etrafında dönmeyi, farklı yöntemleri birbiriyle örtüştürmeyi ve farklı dünyaları bir kolajda toplamayı seviyor. Biçim ve tür kaygısı yok, kalıba koysanız da dökülüyor. Hayatındaki duygusal uçları, toplumdaki uyumsuz hissini kimi zaman piyano, gitar ve sesiyle; kimi zaman sivri ve akışkan formlarıyla tasarımlarında ifade ediyor. Çocukluğundan beri üretim onun gündelik bir refleksi; ancak artık bu üretimi izole alanlardan çıkarıp insanlarla, ilişkilerle ve genişleyen dünya perspektifiyle örmeye çalışıyor. Bu kolaj vari üretim biçimiyle bireysel sesini kolektif hikayeler olarak yankılatmak için geliyor. Deniz Koçak İçerik Üreticisi Deniz, hislerini en iyi yazarak yaşayan ve içini dökmek için sanatı kullanan birisi. İzmir’de doğup büyüdü ama şu anda Hong Kong’da yaşıyor. City University of Hong Kong’da medya ve iletişim, ikinci ana dal olarak da uluslararası ilişkiler okuyor. Medyaya olan yoğun ilgisiyle beraber dünyada yaşananların farkında olmanın ve olanlar hakkında ses çıkarmanın önemini anlayan biri, bu sebeple de sanatına önemli bulduğu konuları katmayı amaçlıyor. Önceden yazdığı yazılar genellikle izlediği diziler ve filmlerle alakalı, bu tip içeriklerin daha büyük küresel sorunlarla olan bağlantılarını analiz etmek onun çok ilgisini çekiyor. DEMODE için yarattıklarının daha kişisel ve sanatsal içerikler olmasını istiyor, genelde deneme yazmaya alışkın olsa da artık minik “zine” gibi kitapçıklarda hem yazı yazıp hem de görseller kullanıp kendi hislerini en iyi şekilde anlatabilmeyi hedefliyor. Ona ilham veren şeyler hayatta yaşadıkları; yani genelde aşk, kaybedilen arkadaşlıklar, hayaller, büyüme sancıları, depresyon, yalnızlık, kimlik sorunları gibi herkesin ilişki kurabileceği ama konuşmaktan da bazen çekindiği konular. Yarattıklarında da ana hedefi kendi deneyimlerinin sansürsüz bir tasvirin göstererek onunla aynı hisleri paylaşan insanların yalnız olmadıklarını anlayabilmelerini sağlamak. Zeynep Timur Kurucu Ortak & İçerik Üreticisi Zeynep, yirmilerinde kendini keşfetme, öğrenme ve sevme yolunda olan bir yazarımız. Bu yolculuğun sadece kendine özgü olmadığını, birçok genç gibi onun da benzer kaygılar ve düşünceler içinde olduğunu biliyor. İlişkiler, gelecek kaygısı, mükemmeliyetçilik ya da yaratıcı bir süreçte kaybolmak gibi dertlerini paylaşarak yalnız olmadığını hissetmekten mutluluk duyuyor. Kendisi, diğer insanlardan ilham alan biri. Çevresindeki sanatçı ve tasarımcılarla besleniyor ve onları keşfederken başkalarına da ilham olmayı hedefliyor. Bu yüzden, röportajları ve sanat dünyasından içerikleriyle Demode'de sıklıkla karşınıza çıkacak. Yaratıcı toplulukların bir araya geldiğinde ne kadar güçlü olduğunu biliyor ve Demode’yi böyle bir alan olarak görüyor. İç mimarlık mezunu olsa da kendini hiçbir zaman tek bir kimlikle sınırlamaktan hoşlanmıyor. Saatlerce YouTube’da ev turu izlemek, arkadaşlarıyla sokakta içmek, orta yaşlı kadınlarla beraber grup pilates derslerinde bulunmak ve hala(!!) One Direction dinlemekten keyif alıyor. Demode’de yazılarını paylaşmak için ise fazlasıyla heyecanlı. Mustafa Çağlak Kurucu Ortak & Kreatif Danışman Mustafa, henüz yirmilerinin başlarında; hem doğduğu topraklardan biraz uzak hem de oraya ait biri. Aynı zamanda mimarlık arka planından geliyor. Mimarlığı kimi zaman daha şiirsel kimi zaman daha literal; ama her zaman toplumsal bir mesele olarak ele alıyor. Bu mesele üzerine çalışmak ise ortaya yeni fikirler atmak ya da yoktan var etme çabasından oldukça uzak. Süreci de ürünü de kendinden öncekilerin yeniden kompozisyonu olarak görüyor. Bunun başlıca metodunu ise sorular sormak olduğunu düşünüyor. Soruların cevabını bulmak için değil; daha soruyu oluştururken düşünce akışında bir hikmet olduğuna inanıyor. "Neler mümkün?" diye merak ediyor. Soru sorduğu alanlar hem maruz kaldığı hem de ilgi duyduğu alanlarından oluşuyor. Bunlar ise mimarlık tarihi, kentsel konular, mimarlık-sanat arakesiti; moda, giyim ve biraz da pop müzikten oluşuyor. Bu şeyleri anlamak için de okumaya, yazmaya, çizmeye, dikmeye ve yapmaya meraklı. İhtimaller havuzunda boğulmamak için, daha pragmatik bir bakış açısıyla: bu alanları ve farklı insanları birleştirerek yeni amalgamlar ortaya koymayı amaçlıyor. Bu ihtimalleri artırabilmek için de burada! Mert Eren Toptaş İçerik Üreticisi Vizyonların ve duyguların en saf versiyonlarına dokunmaya çalışan Mert, bunu yapabilmek için çeşitli yöntemlere başvuruyor. Bu yöntemlerin hepsinde kendi personasını ortaya koyma gayreti onu disiplinler arası kaymalarda bile bir arada tutuyor. Görsel ve işitsel ögelere olan merakı küçük yaşlara kadar dayanan Mert, bu tutkusunu en başından beri çizimleri, kolajları, heykelleri ve müziği ile hem dijital hem de geleneksel olarak sürdürüyor. Süregelen bu tutkusunu yaşadığı deneyimler ve duygu – düşünce yapısına borçlu olduğunu belirtiyor. Kendisini, çevresini ve yaşantılarını en dürüst biçimde, bazen de olabildiğince vahşi şekillerde, sanatında aktarıyor, bu şekilde kendisini de dünya üzerinde daha derin bir şekilde algılıyor. İzmir’de doğup büyüyor, yaşadığı yerin Akdeniz esintileri ile kendi hayal dünyasının imgelerini kaynaştırarak sisli bir perdeden çoğu yaratım sürecinde bize açıyor. Gece hayatı, ışıklar, erotizm, zıtlıklar, duygusal eğilimler ve hayali bozulmaları derin tonlarla ve canlı renklerle, bazen saf bazen de provokatif bir tutumla bize sunuyor. Eğitimine görsel iletişim tasarım öğrencisi olarak devam ediyor ve bir yandan ilgisini çeken her şeye büyük bir açlık besliyor. Sanatı ve eserleriyle her seferinde kendisinin ve hayatın yeni bir parçasını keşfeden Mert, her defasında daha fazla yaratıcılık ve duygu ile bu platformda karşınıza çıkıyor. Eylül Esmer İçerik Üreticisi Eskişehir’in çok yönlülüğü, sanata açık yapısı ve sokaklarını saran grafitilerle büyüyen Eylül, tasarım yolculuğuna bu kabullenici kültürel çevrenin etkisiyle adım attı. Hikayesine, küçük ama komün bir şehir olan Eskişehir’in sokaklarında başlaması, onun kelimelerle görsel bir bağ kurmasına neden oldu ve bu tutkuyu tipografiyle birleştirerek güçlü hikayeler anlatmaya yöneltti.Sokakların hisleri ve anıları barındırdığına dair inancı, onu bu sanat formuna derin bir şekilde bağladı. Eylül, kelimelerin taşıdığı güce inanıyor ve bu gücü görselleştirerek insana hislerini sorgulatan tasarımlar yaratmayı hedefliyor. Çalışmalarında modern ve geleneksel arasındaki ince çizgide dolanmaktan keyif alıyor ve kültürün zenginliğini araştırarak bu değerleri evrensel bir perspektifle yeniden yorumluyor. Günlük hayatın içinde saklı kalan, fark edilmeyecek kadar küçük izleri parlatmak, onun sanat pratiğinin temel taşlarından biri. Tipografi dışında kolaj, illüstrasyon ve farklı görsel sanat dallarında da çalışmalar yapan Eylül, farklı materyalleri ve teknikleri bir araya getirerek özgün bir disiplinlerarası dil yaratıyor. Her bir projesinde, zıtlıkların uyumundan beslenerek estetik ve anlam arasında bir denge kurmaya çalışıyor. Müzik ve fotoğraflardan ilham alan Eylül, tasarımlarında kişilik, duygular, hisler ve insan üzerindeki etkilerini merkezine alarak, izleyiciyi derin bir düşünsel yolculuğa davet ediyor. Ona göre sanat, yalnızca bir ifade biçimi değil, aynı zamanda insanın kendi içinde gizli kalmış yaralarını sarmanın bir yolu. Tasarımlarında kullandığı bu çok yönlü yaklaşım, her projeye yeni bir hikaye ve derinlik katmayı amaçlıyor. Sanatın dönüştürücü gücünü, sadece bireysel ifadeyle sınırlı bırakmıyor; aynı zamanda izleyiciyi kendi duygularıyla ve anlam arayışlarıyla yüzleştiren bir araç olarak kullanıyor. Her yeni projede, izleyiciyi hem bireysel hem de kolektif hikayelerin bir parçası yapmayı hedefliyor. Ege Safi İçerik Üreticisi Ege, görsel bir düşünür olarak kendini en otantik biçimde ifade edebilmek için imgesel anlatılara başvuruyor. Ankara merkezli bir fotoğraf sanatçısı olan Ege, öncelikli olarak konsept çekimlere ilgi duyuyor. Fikirlerin zihnine hızlı ve esrarengiz dalgalar halinde geldiğini söylüyor. Bu nedenle, görüntülerin kendisini ondan daha iyi tanıdığına inanıyor. Bu, bir bakıma imgelerin, kişinin özüne en sadık ifade biçimi olduğunu ve hatta kişinin kendisine dürüst olabileceğinden bile daha gerçek olabileceklerini ortaya koyuyor. Ege’nin temel araştırma alanı insan arzusu ve ızdırabı. Yolculuğuna, kendisi üzerinde deneyler yaparak başlıyor. Acı ve neşe hissetmenin benzersiz yollarını kendi üzerinde inceleyerek insan olma halinin bütünselliğine ulaşmayı hedefliyor. Nihayetinde, bireyden yola çıkılarak gidilen her yolun insanlığın evrensel zeminine açılan kapılar olduğunu kendisine ve çevresine hatırlatmayı umuyor. Ege, şu anda Bilkent Üniversitesi’nde Bilgisayar Mühendisliği okuyor. Ancak tutkusu, daha çok görsel sanatsal ifadeye, özellikle konsept fotoğrafçılığına yöneliyor. Sanatsal yolculuğunu, kurgu üretmeye duyduğu yoğun ilgiden dolayı film dünyasında da sürdürmek istiyor. Duru Kanımtürk İçerik Üreticisi Duru, Bilkent Üniversitesi Mimarlık Bölümünden yeni mezun olmuş, potansiyel bir mimar ve "sanatçı"dır. Organik formlu mimariye ve biomimikriye özel bir ilgi duymakla birlikte, asıl tutkusu çeşitli sanat dallarında kendini ifade etmektir. Yağlı boya, akrilik ve kil gibi medyumlarla çalışarak sapmış perspektifler kullanır ve hikayeleştirdiği sahneleri çalışmalarına yansıtır. Bazı kişiler tarafından "iğrenç ve rahatsız edici" olarak tanımlanabilen işleri, çirkinlikteki potansiyeli incelemeyi ve görünür kılmayı amaçlar. Aynı zamanda koyu bir doku istifçisidir. Küçüklüğünden beri çevresindeki dokuları fark eder, onları fotoğraflar ve fiziksel olarak biriktirir. Bu doku koleksiyonu, hem sanatsal üretiminde hem de mimari yaklaşımlarında ilham kaynağı olurken fotoğrafçılık pratiklerini geliştirmesine de katkı sağlar. Duru, modaya da büyük bir ilgi duyar. Maksimalist kombinlerine yakışacak kıyafetler tasarlayarak stilini ifade eder. Yaratım süreçlerinde cesur ve deneysel bir tutum benimseyen Duru, hem izleyiciyi hem de kendini duygusallığa ve sorgulamaya davet eder. Bahar Öztürk İçerik Üreticisi Bahar, kökleri mimarlık disiplinine dayanan multidisipliner bir sanatçı. Çalışmalarında, modern ve analog teknikleri bir arada kullanarak müzik, psikoloji ve mekan ile kimlik arasındaki sosyo-politik dinamikleri sorguluyor. Müzik bağımlılığının tehlikeli bir noktaya geldiği bir dönemde, şu an müziksiz hareket edebilmenin yollarını keşfetmeye çalışıyor. Underground müzik sahneleri, sanatının önemli bir ilham kaynağı. Bu sahnelerdeki özgün atmosfer ve sesler, sadece bir izleyici olarak değil, bir yaratıcılık aracı olarak da şekil veriyor. Sinemaya olan ilgisi ise odasından çıkmadığı çocukluk yaşlarında hayatı öğrenme aracı olarak başladı. Sanat pratiği; dışlanmışlık, direnç ve dayanışma gibi temalar üzerinden toplumsal yapıları ve gerçekliği sorguluyor. Fotoğraf, karışık medya ve metni bir arada kullandığı deneysel düzenlemeleriyle, hem bireysel hem de kolektif aidiyetin, özgürlüğün ve görünürlüğün nasıl şekillendiğini yeniden düşünmeye çağırıyor. Bahar, sanatın ve tasarımın gücünü kullanarak, bu yapıları ele almanın ve kendini bulmanın ve ifade etmenin çeşitli yollarını arıyor. Yaratıcı süreçlerinde, geleneksel ve çağdaş sınırlar arasındaki ince çizgiyi zorlayarak, hem içsel hem de toplumsal katmanlarda bir keşif yapmayı hedefliyor. Selin Öztürk İçerik Üreticisi Sanata olan ilgisi çocukluk yıllarında keman, bale ve resimle başlayan Selin, zamanla moda tasarımı ve çizgi romana yönelerek hikâye anlatıcılığına ilgi duymaya başladı. Erken yaşlarda sanatla iç içe olmanın, yeniliklere adapte olma gücünü geliştirdiğine inanıyor. Henüz kendini keşfetme aşamasında olsa da, en emin olduğu şey tiyatro ve müzikale olan tutkusu. Sahne ve prodüksiyon tasarımına büyük ilgi duyan Selin, mekânların anlatısal ve görsel etkilerini araştırarak film, tiyatro ve sahne prodüksiyonları için tasarım ve içerik üretmeye yönelmektedir. Sinematografiye duyduğu derin ilgi, kameranın anlatı gücünü keşfetmesini sağlarken, sanatın toplumu dönüştürebileceğine olan inancı projelerinde en büyük motivasyon kaynaklarından biri. Çalışmalarında hikâye anlatıcılığı, görsel sanatlar ve dijital teknolojileri bir araya getirerek izleyicilerle güçlü duygusal bağlar kurmayı seviyor. Mert Eren Toptaş İçerik Üreticisi Vizyonların ve duyguların en saf versiyonlarına dokunmaya çalışan Mert, bunu yapabilmek için çeşitli yöntemlere başvuruyor. Bu yöntemlerin hepsinde kendi personasını ortaya koyma gayreti onu disiplinler arası kaymalarda bile bir arada tutuyor. Görsel ve işitsel ögelere olan merakı küçük yaşlara kadar dayanan Mert, bu tutkusunu en başından beri çizimleri, kolajları, heykelleri ve müziği ile hem dijital hem de geleneksel olarak sürdürüyor. Süregelen bu tutkusunu yaşadığı deneyimler ve duygu – düşünce yapısına borçlu olduğunu belirtiyor. Kendisini, çevresini ve yaşantılarını en dürüst biçimde, bazen de olabildiğince vahşi şekillerde, sanatında aktarıyor, bu şekilde kendisini de dünya üzerinde daha derin bir şekilde algılıyor. İzmir’de doğup büyüyor, yaşadığı yerin Akdeniz esintileri ile kendi hayal dünyasının imgelerini kaynaştırarak sisli bir perdeden çoğu yaratım sürecinde bize açıyor. Gece hayatı, ışıklar, erotizm, zıtlıklar, duygusal eğilimler ve hayali bozulmaları derin tonlarla ve canlı renklerle, bazen saf bazen de provokatif bir tutumla bize sunuyor. Eğitimine görsel iletişim tasarım öğrencisi olarak devam ediyor ve bir yandan ilgisini çeken her şeye büyük bir açlık besliyor. Sanatı ve eserleriyle her seferinde kendisinin ve hayatın yeni bir parçasını keşfeden Mert, her defasında daha fazla yaratıcılık ve duygu ile bu platformda karşınıza çıkıyor. Selin Öztürk İçerik Üretici Sanata olan ilgisi çocukluk yıllarında keman, bale ve resimle başlayan Selin, zamanla moda tasarımı ve çizgi romana yönelerek hikâye anlatıcılığına ilgi duymaya başladı. Erken yaşlarda sanatla iç içe olmanın, yeniliklere adapte olma gücünü geliştirdiğine inanıyor. Henüz kendini keşfetme aşamasında olsa da, en emin olduğu şey tiyatro ve müzikale olan tutkusu. Sahne ve prodüksiyon tasarımına büyük ilgi duyan Selin, mekânların anlatısal ve görsel etkilerini araştırarak film, tiyatro ve sahne prodüksiyonları için tasarım ve içerik üretmeye yönelmektedir. Sinematografiye duyduğu derin ilgi, kameranın anlatı gücünü keşfetmesini sağlarken, sanatın toplumu dönüştürebileceğine olan inancı projelerinde en büyük motivasyon kaynaklarından biri. Çalışmalarında hikâye anlatıcılığı, görsel sanatlar ve dijital teknolojileri bir araya getirerek izleyicilerle güçlü duygusal bağlar kurmayı seviyor. Eda Sönmez İçerik Üreticisi Eda, resim, piyano ve dansla ilgilenen bir Bilgisayar Bilimleri ve Fizik öğrencisi. Hayali fizik alanında araştırmacı olmak olsa da, resim onun asıl kendini ifade etme biçimi. Küçüklüğünden beri resim atölyelerine katılan Eda, yıllar içinde kendi karakteri ve hayatı gibi resim tarzı da değişen biri. Şu anki isteği, kendini teknik anlamda geliştirmek, olabildiğince farklı materyallerle çalışmak ve bu yolda kendi stilini yakalamak. Canlı nü model dersleri alan Eda, insan vücudunu incelemeyi ve resimlerine konu etmeyi çok sevdiğini fark etti. Uzun süredir çizimlerinin ilham kaynağı insan vücudu, özellikle de kadın vücudu. Resimlerinde, tablolarında ve bazen yazılarında vermek istediği etki, “kadın tarafından kadının anlatımı.” Rüyalarından, kendi deneyimlerinden, hayatından ve çevresindeki insanların hikayelerinden ilham alan Eda, eserlerinde hem geleneksel realist hem de alternatif dokunuşlar kullanıyor. Rüyalarını, düşüncelerini ve duygularını görsel olarak görebildiği tek alan olarak tanımladığından, çoğu resmini uykusu sırasında gördüğünü ve sabah kalkıp eskizle kaydettiğini söylüyor. Son zamanlarda, kendini iyi hissettiği ya da yeni tanıştığı yerlerde geçirdiği anları yakalamak için bir manzara çizimleri serisi üzerinde çalışıyor. Aynı zamanda küçüklüğünden beri klasik bale eğitimi alan ve 18 yaşında eğitmen diploması kazanan Eda, bedenini kullanmanın ve fiziksel ifade etmenin önemine inanıyor. Bir ressam olarak tablolarında hareketi ararken, bir dansçı olarak da eserinin kendi bedeni olduğunu düşünüyor. Dansın, resimlerini şekillendirmede büyük bir rolü olduğuna inanıyor. Partnerli danslarda özellikle Latin danslarına ilgi duyan Eda, en çok salsa ve tango ile bağ kurmuş. Küçüklüğünden beri solfej ve piyano eğitimi alan Eda, bu alanlarda da kendini geliştirmeye devam ediyor. Kendini tek bir meslek veya sanat dalıyla tanımlamak yerine, ilgilendiği tüm disiplinleri kendini ifade etme ve başkalarını anlama aracı olarak görüyor. Hayalinde hem bilim hem de sanat dünyasında yer almak var; birini öbürü olmadan düşünemiyor. DEMODE Takımı Eda Sönmez İçerik Üreticisi Eda, resim, piyano ve dansla ilgilenen bir Bilgisayar Bilimleri ve Fizik öğrencisi. Hayali fizik alanında araştırmacı olmak olsa da, resim onun asıl kendini ifade etme biçimi. Küçüklüğünden beri resim atölyelerine katılan Eda, yıllar içinde kendi karakteri ve hayatı gibi resim tarzı da değişen biri. Şu anki isteği, kendini teknik anlamda geliştirmek, olabildiğince farklı materyallerle çalışmak ve bu yolda kendi stilini yakalamak. Canlı nü model dersleri alan Eda, insan vücudunu incelemeyi ve resimlerine konu etmeyi çok sevdiğini fark etti. Uzun süredir çizimlerinin ilham kaynağı insan vücudu, özellikle de kadın vücudu. Resimlerinde, tablolarında ve bazen yazılarında vermek istediği etki, “kadın tarafından kadının anlatımı.” Rüyalarından, kendi deneyimlerinden, hayatından ve çevresindeki insanların hikayelerinden ilham alan Eda, eserlerinde hem geleneksel realist hem de alternatif dokunuşlar kullanıyor. Rüyalarını, düşüncelerini ve duygularını görsel olarak görebildiği tek alan olarak tanımladığından, çoğu resmini uykusu sırasında gördüğünü ve sabah kalkıp eskizle kaydettiğini söylüyor. Son zamanlarda, kendini iyi hissettiği ya da yeni tanıştığı yerlerde geçirdiği anları yakalamak için bir manzara çizimleri serisi üzerinde çalışıyor. Aynı zamanda küçüklüğünden beri klasik bale eğitimi alan ve 18 yaşında eğitmen diploması kazanan Eda, bedenini kullanmanın ve fiziksel ifade etmenin önemine inanıyor. Bir ressam olarak tablolarında hareketi ararken, bir dansçı olarak da eserinin kendi bedeni olduğunu düşünüyor. Dansın, resimlerini şekillendirmede büyük bir rolü olduğuna inanıyor. Partnerli danslarda özellikle Latin danslarına ilgi duyan Eda, en çok salsa ve tango ile bağ kurmuş. Küçüklüğünden beri solfej ve piyano eğitimi alan Eda, bu alanlarda da kendini geliştirmeye devam ediyor. Kendini tek bir meslek veya sanat dalıyla tanımlamak yerine, ilgilendiği tüm disiplinleri kendini ifade etme ve başkalarını anlama aracı olarak görüyor. Hayalinde hem bilim hem de sanat dünyasında yer almak var; birini öbürü olmadan düşünemiyor. Deniz Koçak İçerik Üreticisi Deniz, hislerini en iyi yazarak yaşayan ve içini dökmek için sanatı kullanan birisi. İzmir’de doğup büyüdü ama şu anda Hong Kong’da yaşıyor. City University of Hong Kong’da medya ve iletişim, ikinci ana dal olarak da uluslararası ilişkiler okuyor. Medyaya olan yoğun ilgisiyle beraber dünyada yaşananların farkında olmanın ve olanlar hakkında ses çıkarmanın önemini anlayan biri, bu sebeple de sanatına önemli bulduğu konuları katmayı amaçlıyor. Önceden yazdığı yazılar genellikle izlediği diziler ve filmlerle alakalı, bu tip içeriklerin daha büyük küresel sorunlarla olan bağlantılarını analiz etmek onun çok ilgisini çekiyor. DEMODE için yarattıklarının daha kişisel ve sanatsal içerikler olmasını istiyor, genelde deneme yazmaya alışkın olsa da artık minik “zine” gibi kitapçıklarda hem yazı yazıp hem de görseller kullanıp kendi hislerini en iyi şekilde anlatabilmeyi hedefliyor. Ona ilham veren şeyler hayatta yaşadıkları; yani genelde aşk, kaybedilen arkadaşlıklar, hayaller, büyüme sancıları, depresyon, yalnızlık, kimlik sorunları gibi herkesin ilişki kurabileceği ama konuşmaktan da bazen çekindiği konular. Yarattıklarında da ana hedefi kendi deneyimlerinin sansürsüz bir tasvirin göstererek onunla aynı hisleri paylaşan insanların yalnız olmadıklarını anlayabilmelerini sağlamak. Aras Bayraktar İçerik Üreticisi Akışkan, titiz ve melodramatik. Aras’ı binlerce kelime arasından süzüp çıkarabileceğiniz üç ipucu belki, ama hiçbir zaman tamamı değil. Aslen klişe bir İstanbul, Kadıköylü olarak şu an ODTÜ, Ankara'da endüstriyel tasarım lisansı üzerine çalışıyor. Tipografi meraklısı, alternatif müzik bağımlısı ve kitap kurdu olan Aras, tasarımı, müziği, söz yazarlığını, fotoğrafı, videoyu, kolajı, çizimlerini harmanlıyor ve kendi niş dokunuşunu katıyor. Giydiği her parçada, yazdığı her kelimede, çizdiği her çizgide ve çaldığı her notada bir düşünülmüşlük gizli. Sanatı, müziği ve sözleri -onun gibi bir estet için- adeta diğer uzuvları gibi. Tasarımcı kimliğinden süzülen bir sanat anlayışıyla kuralların etrafında dönmeyi, farklı yöntemleri birbiriyle örtüştürmeyi ve farklı dünyaları bir kolajda toplamayı seviyor. Biçim ve tür kaygısı yok, kalıba koysanız da dökülüyor. Hayatındaki duygusal uçları, toplumdaki uyumsuz hissini kimi zaman piyano, gitar ve sesiyle; kimi zaman sivri ve akışkan formlarıyla tasarımlarında ifade ediyor. Çocukluğundan beri üretim onun gündelik bir refleksi; ancak artık bu üretimi izole alanlardan çıkarıp insanlarla, ilişkilerle ve genişleyen dünya perspektifiyle örmeye çalışıyor. Bu kolaj vari üretim biçimiyle bireysel sesini kolektif hikayeler olarak yankılatmak için geliyor. Eylül Şimal Toptaş İçerik Üreticisi Eylül, nitelikli bir okur. Okuduklarını sağlam bir zeminde birbirine bağlayabilen, kültürün ve kapitalizmin sürüklediği yerden kendi doğrularıyla köklenmeyi seçmiş biri. İşletme eğitimini tamamladıktan sonra, farklı kurumsal alanlarda çalışma fırsatı bulmuş. Herkesin korktuğu bir hayatın içinde, herkes kadar korkmayarak kendi dünyasını özgür iradesiyle kurabilmiş. Klişelere inanan biri; bu yüzden çevresini insanlar kadar kitaplarla dolduruyor. Hayatın ona sunduklarıyla paralel ilerlerken, nefes alabilmek için üretmeyi seçiyor. DEMODE'deki varlığı; kısa hikayeler, anılar ve kadın olmanın çalkantılı dünyasını kitaplardan aldığı güçle dışarıya aktarabilme arzusuna dayanıyor. Özellikle feminizm, sosyoloji ve psikoloji ekseninde, bu alanların en insancıl noktalarına tutunarak, kendi deneyimleriyle harmanladığı bir ses yaratmaya çalışıyor. Selin Öztürk İçerik Üretici Sanata olan ilgisi çocukluk yıllarında keman, bale ve resimle başlayan Selin, zamanla moda tasarımı ve çizgi romana yönelerek hikâye anlatıcılığına ilgi duymaya başladı. Erken yaşlarda sanatla iç içe olmanın, yeniliklere adapte olma gücünü geliştirdiğine inanıyor. Henüz kendini keşfetme aşamasında olsa da, en emin olduğu şey tiyatro ve müzikale olan tutkusu. Sahne ve prodüksiyon tasarımına büyük ilgi duyan Selin, mekânların anlatısal ve görsel etkilerini araştırarak film, tiyatro ve sahne prodüksiyonları için tasarım ve içerik üretmeye yönelmektedir. Sinematografiye duyduğu derin ilgi, kameranın anlatı gücünü keşfetmesini sağlarken, sanatın toplumu dönüştürebileceğine olan inancı projelerinde en büyük motivasyon kaynaklarından biri. Çalışmalarında hikâye anlatıcılığı, görsel sanatlar ve dijital teknolojileri bir araya getirerek izleyicilerle güçlü duygusal bağlar kurmayı seviyor. Deniz Koçak İçerik Üreticisi Deniz, hislerini en iyi yazarak yaşayan ve içini dökmek için sanatı kullanan birisi. İzmir’de doğup büyüdü ama şu anda Hong Kong’da yaşıyor. City University of Hong Kong’da medya ve iletişim, ikinci ana dal olarak da uluslararası ilişkiler okuyor. Medyaya olan yoğun ilgisiyle beraber dünyada yaşananların farkında olmanın ve olanlar hakkında ses çıkarmanın önemini anlayan biri, bu sebeple de sanatına önemli bulduğu konuları katmayı amaçlıyor. Önceden yazdığı yazılar genellikle izlediği diziler ve filmlerle alakalı, bu tip içeriklerin daha büyük küresel sorunlarla olan bağlantılarını analiz etmek onun çok ilgisini çekiyor. DEMODE için yarattıklarının daha kişisel ve sanatsal içerikler olmasını istiyor, genelde deneme yazmaya alışkın olsa da artık minik “zine” gibi kitapçıklarda hem yazı yazıp hem de görseller kullanıp kendi hislerini en iyi şekilde anlatabilmeyi hedefliyor. Ona ilham veren şeyler hayatta yaşadıkları; yani genelde aşk, kaybedilen arkadaşlıklar, hayaller, büyüme sancıları, depresyon, yalnızlık, kimlik sorunları gibi herkesin ilişki kurabileceği ama konuşmaktan da bazen çekindiği konular. Yarattıklarında da ana hedefi kendi deneyimlerinin sansürsüz bir tasvirin göstererek onunla aynı hisleri paylaşan insanların yalnız olmadıklarını anlayabilmelerini sağlamak. Mert Eren Toptaş İçerik Üreticisi Vizyonların ve duyguların en saf versiyonlarına dokunmaya çalışan Mert, bunu yapabilmek için çeşitli yöntemlere başvuruyor. Bu yöntemlerin hepsinde kendi personasını ortaya koyma gayreti onu disiplinler arası kaymalarda bile bir arada tutuyor. Görsel ve işitsel ögelere olan merakı küçük yaşlara kadar dayanan Mert, bu tutkusunu en başından beri çizimleri, kolajları, heykelleri ve müziği ile hem dijital hem de geleneksel olarak sürdürüyor. Süregelen bu tutkusunu yaşadığı deneyimler ve duygu – düşünce yapısına borçlu olduğunu belirtiyor. Kendisini, çevresini ve yaşantılarını en dürüst biçimde, bazen de olabildiğince vahşi şekillerde, sanatında aktarıyor, bu şekilde kendisini de dünya üzerinde daha derin bir şekilde algılıyor. İzmir’de doğup büyüyor, yaşadığı yerin Akdeniz esintileri ile kendi hayal dünyasının imgelerini kaynaştırarak sisli bir perdeden çoğu yaratım sürecinde bize açıyor. Gece hayatı, ışıklar, erotizm, zıtlıklar, duygusal eğilimler ve hayali bozulmaları derin tonlarla ve canlı renklerle, bazen saf bazen de provokatif bir tutumla bize sunuyor. Eğitimine görsel iletişim tasarım öğrencisi olarak devam ediyor ve bir yandan ilgisini çeken her şeye büyük bir açlık besliyor. Sanatı ve eserleriyle her seferinde kendisinin ve hayatın yeni bir parçasını keşfeden Mert, her defasında daha fazla yaratıcılık ve duygu ile bu platformda karşınıza çıkıyor.
- Üye Sayfası | DEMODE
Aradığınız Sayfayı Bulamıyoruz Bu sayfa mevcut değil. Ana sayfaya giderek keşfetmeye devam edin. Ana Sayfa
Forum Mesajları (3)
- Forum Kuralları !!!Genel içinde·26 Ekim 2024Demode Forum’a hoş geldin! Burası, yaratıcı fikirlerin özgürce paylaşıldığı, destekleyici bir topluluğun buluştuğu alan. Burada güzel bir ortam yaratmak için basit kurallarımız var: 1. Saygılı Ol - Sıfır Tolerans • Burada hakarete, küfüre ve nefret söylemine sıfır tolerans var. Bu tür bir davranışta bulunmak direkt olarak hesabının silinmesine yol açar. Senin de bu tür davranışlarla karşılaştığında bildirimde bulunman, güvenli bir alan oluşturmamıza yardımcı olur. • Yapıcı Geri Bildirim Ver: Herkes burada kendini ifade etmekte özgür. Tartışmalarda destekleyici, açık fikirli ve yapıcı bir dil kullanarak bu alanı daha güçlü kıl. 2. Özgün İçerik ve Konular • Reklam Değil, Yaratıcılık Öne Çıksın: Bu forum kendini tanıtmak ya da reklam yapmak için değil. Burası, yaratıcı düşüncelerin serbestçe paylaşıldığı bir topluluk alanı. Özgün içeriklerle katkıda bulun. • Kültürel, Sanatsal ve İlham Verici Konular: Sanat, tasarım, kültür, yaratıcı süreç ve ilham verici her şey burada konuşulabilir. Film önerileri, yaratıcı zorluklar veya projeler hakkında fikir alışverişinde bulunmak için doğru yerdesin. 3. Topluluğun Parçası Ol • Katkı Sağla, İlham Ver: Bu topluluk, senin gibi yaratıcı bireylerin katılımıyla güçleniyor. Projelerini, ilham kaynaklarını, yaratıcılığını burada paylaş. • Farklı Bakış Açılarına Açık Ol: Burada herkesin kendine özgü bir yaratıcı bakış açısı var. Diğer üyelerin perspektiflerine saygı duyarak tartışmalara katıl ve yeni şeyler öğrenmeye açık ol. 4. Gizlilik ve Telif Haklarına Dikkat Et • Kişisel Bilgilerini Korumada Duyarlı Ol: Güvenliğimiz için kişisel bilgileri paylaşmaktan kaçın. Kendi bilgilerini ve başkalarının güvenliğini önemse. • Telif Haklarına Saygı Göster: Paylaştığın içerikler kendine ait ya da paylaşma iznin olan içerikler olmalı. Başkalarının emeğine ve haklarına saygı, burada herkes için önemli. 5. Geri Bildirimlerle Büyüyelim Forum hepimizin katkısıyla gelişiyor. Kuralların, içeriklerin ya da genel forum deneyiminle ilgili bir önerin varsa, bunu bizimle paylaşmaktan çekinme. Geri bildirimlerinle bu alanı hep birlikte daha iyi hale getirebiliriz.2123
- Demode Forum’a Hoş Geldin!Genel içinde·26 Ekim 2024Selam! Demode Forum’a adım attın, ne güzel ki buradasın. Burası, yaratıcılığınla bir iz bırakabileceğin bir yer; kendi alanını bulmak, yeni ilhamlar keşfetmek ve birlikte bir şeyler yaratmak için buradayız. Yalnızca fikirlerinle değil, enerjinle de bu topluluğa katkı sağlıyorsun. Demode Forum, seninle tam. Forumun Anlamı Burası yaratıcı süreçteki yalnızlığı hafifletmek, birlikte düşünmek, büyümek ve gerçek konuşmalar yapmak için var. Reklamlar veya kişisel tanıtımlar için değil; burası, samimi bir şekilde konuştuğumuz, birbirimizi desteklediğimiz bir alan. Fikirlerinle gel, kendi bakış açını paylaş, ilhamını artır. Demode Forum, yaratıcı insanları buluşturan bir arka bahçe. Forumda Neler Döner? • Yaratıcı Süreçler Üzerine Sohbetler: Tıkanıklık, ilham eksikliği veya baskıyla başa çıkmanın yollarını arıyorsan buradayız. Belki senin yaşadıkların başkalarına ilham olur ya da başka biri bir anda senin yolunu açar. • Film, Müzik, Sanat ve Daha Fazlası: Etkilendiğin bir film, keşfettiğin yeni bir albüm ya da derin anlam bulduğun bir sanat eseri hakkında konuşmak mı istiyorsun? Burada yaratıcı zihinlerle kültürü, ilhamları ve her türlü sanatı tartışabilirsin. • Yayınlanan İçerikler Üzerine Düşünceler: Demode’de yayımlanan içerikler üzerine tartışmalar, yorumlar ve yeni bakış açıları. Belki bir yazıyı farklı bir gözle görmene neden olacak bir fikir buradadır. Katkın Değerli Demode Forum, burada olan herkesin katkısıyla var. Her yorum, her paylaşım, bu topluluğu bir adım ileriye taşıyor. Senin sesin, bakış açın ve enerjin buranın en değerli parçalarından biri. Bu yaratıcı yolculukta yalnız değiliz. Birlikte keşfet, paylaş, ve ilhamınla bu alanı kendine ait hisset. Kısacası, burada kendin ol. Burası, senin gibi bir yaratıcı ruhun buluşma noktası.2029
- Forum Kuralları !!!Genel içinde28 Ekim 2024cant wait !10










