top of page
DEMODE SİYAH LOGO_edited.png

Neye Bakmıştın?

Boş arama ile bulunan sonuçlar

Ürünler (12)

Hepsini Görüntüle

Blog Yazıları (11)

  • kıyafet.

    hayatı boyunca herkesin giydiği kıyafetler ve stil tercihleri hem değişen trendlerle beraber hem de kendini daha çok tanıdıkça değişir. ben genelde tüm stil değişimlerimde bir spesifik kıyafete çok takıyorum ve tüm tarzımı kıyafet parçasına göre şekillendiriyorum. bu içerikte de bu kıyafet parçalarının benim o andaki hislerimi nasıl ifade ettiğini ve nasıl benim mental değişimimin görsel olarak bir yansıması olduğunu anlatmaya çalıştım.

  • İncir Ağacının Altında: Nilsu Demirel

    Lokal Sanatçılar Serisi Vol.II Sanat, yalnızca bir ifade biçimi midir, yoksa insanın kendini bulma yolculuğunun bir parçası mı? Kimi zaman, sanatçılar için bir sığınak, belleklerini korudukları bir alan, kendilerini dünyaya anlatmanın en doğrudan yolu olur. Nilsu Demirel için sanat, hem anılarını arşivleme biçimi hem de kişisel bir ifade aracı. Ankara merkezli genç multidisipliner sanatçı ve grafik tasarımcı, ilk kişisel sergisi Retrospective Echoes: Sylvia Plath  ile izleyicileri hem kendi iç dünyasına hem de edebi bir mirasın tekrar adlandırılırmasına davet ediyor. Sanatla Büyümek ve Kendini Keşfetmek Sanatla yapmayla tanışma, kimi zaman içgüdüsel bir dürtüden doğan süreçtir. Yaratma, anlamdırma ve ifade ihtiyacı. Nilsu, baleden piyanoya kadar farklı sanat dallarını denemiş olsa da en büyük tatminliği görsel sanatlarda bulmuş. Çocukluğundan beri duygularını sanat yoluyla anlamaya çalışan Nilsu, anılarını kaybetmeme ve onları en saf halleriyle hatırlama kaygısıyla yaratmaya devam ediyor. “Duygularımı istifliyorum. Bir daha 18, 19 ya da 23 olmayacağım. Bir daha bu insanla bu anda aynı hissi yaşayamayacağım. Aynı şekilde hissetmeyeceğim çünkü her deneyim, bir önceki veya bir sonrakiyle değişip bambaşka bir hâl alıyor.” Üniversiteye başladığında ise bir duraksama yaşıyor. AMER (Amerikan Kültürü ve Edebiyatı) öğrencisi olarak akademik dünyada kendine dair şüpheler duymuş. “Yanlış yerde miyim?” sorusuyla boğuştuğu dönemlerden geçmiş. “AMER okumayı uzun zamandır kendime bir lanet gibi görüyordum. Bu bölümde olmaktan mutlu değilim diye düşünüyordum.” Kitap Kapağı, Billy Budd Ancak zamanla, bu akademik eğitimin ona sağladığı avantajları fark etmeye başlamış. Edebiyat arkaplanı görsel sanat formları ile edebiyat, tarih ve siyaset arasında yeni bağlantılar kurmasına yardımcı olmuş. Aidiyetini sorguladığı okulda aldığı dersler, kavramsal düşünme becerilerini geliştirerek disiplinlerarası çalışabilmesine olanak sağlamış. Bu da onun sanat pratiğinde daha bilinçli ve eleştirel bir perspektif geliştirmesine olanak tanımış. Multidisipliner bir bakış açısıyla üreten sanatçılar için, tek bir alanda sıkışıp kalmamak büyük bir özgürlük sunuyor. Nilsu, bu “lanetin” onu sınırlandırmasına izin vermeyerek, edebiyat geçmişiyle sanatsal pratiğini harmanladığı bir ifade dili oluşturmuş kendine. Onun için sanat, yalnızca görsel bir anlatım değil, aynı zamanda kuramsal derinliğe de sahip olan bir bağlamda dönüşmüş. Sanatta Yolunu Bulmak: İlham, Üretim Sancıları ve Kendini Keşfetmek Sanat, yalnızca süreçlerin çıktısı değil; duyguların, deneyimlerin ve insanlarla kurulan bağların bir yansıması. Ancak bu süreçler de her zaman akıcı ilerlemiyor. Sanatçılar, hem kendi iç dünyalarıyla hem de dış dünyanın dayattıklarıyla mücadele etmek zorunda kalıyor. Nilsu için bu mücadele, reklam ajanslarında çalıştığı dönemde yoğunlaşmış. Fikirlerini özgürce beyan etmek yerine, fikirlerinin ticari kaygılarla 'projeleştiğini' görmek ona birçok düşüncesini sorgulatmış. “Orada çalışırken kendimi çok küçük bir piyon olarak hissettim. Çalışmaların hiçbirinin ruhu yoktu, hiçbiri ben değildi, hiçbiri sanat değildi.” Sanatın kaynağı ise insanın kendi hikâyesinde saklı. Nilsu için ilham, en çok insanlarla kurduğu ilişkilerden, bağlantılardan ve hayatın içindeki küçük detaylardan geliyor. Romantik ya da arkadaşlık ilişkileri, onun sanatını besleyen en güçlü unsurlardan biri. İnsanların farkında olmadan içine sıkıştıkları düşünce kalıplarını görmek, ortak deneyimler paylaşmak, duyguların en derinlerine inmek… Tüm bunlar onun yaratıcı ifadesinde yer ediniyor. “Günün sonunda kötü bir deneyim yaşasam da, üzgünlük ve hayal kırıklığı hissetsem de, o his bana bir şeyler çağrıştırıyor ve günün sonunda bir forma dönüşmek istiyor.” Ancak sanatçılar için en büyük zorluklardan biri de üretim sürecinin kendisi. Bazen ilham ne kadar yoğun olursa olsun, onu hayata geçirmek o kadar zor olabiliyor. İnsan, yaratma arzusunu bilinçsizce sabote edebiliyor. Mükemmeliyetçilik, kendine duyulan güvensizlik ya da başkalarıyla kıyas yapma alışkanlığı, yapmanın önündeki en büyük engellerden. Geleneksel Kolaj Çalışması Bu noktada, başkalarının üretimlerini görmek Nilsu’nun hem en büyük ilham kaynağı hem de zaman zaman en büyük düşmanı haline geliyor. Sergiler, müzeler ve online arşivler kadar sosyal medya da onun için bir keşif alanı. Instagram, TikTok, Pinterest gibi platformlar, farklı sanatçılarla karşılaşmasını sağlıyor. Ancak buradaki sonsuz içerik akışı, bir yandan ilham verirken bir yandan da sanatçıyı kendi üretimini sorgulamaya itiyor. Özellikle yaratıcı sürecin başındakiler için bu, “Ben asla bu kadar iyi olamam.” hissini tetikleyebiliyor. Nilsu, bu döngüyü kırmanın yolunu bulmuş: “Başkalarının çalışmlarına bakarken kendimi kıyaslamak yerine, onlardan ilham almayı seçiyorum. Onların arka planlarını bilmiyorum; hangi zorluklardan geçtiklerini, ne fırsatlarla buraya geldiklerini bilmiyorum. Benim hikâyem farklı, onlarınki de öyle. O yüzden elimdeki imkanlarla en iyisini yapmaya odaklanıyorum.” Sanat, ilhamın korkuya değil harekete dönüşmesini gerektiriyor. Nilsu için bu, kendini ve duygularını özgürce keşfetmek, onları bir biçime dönüştürmek ve en önemlisi, kendi yolunda ilerlemek anlamına geliyor. “Retrospective Echoes: Sylvia Plath” Sergisi: Edebiyat ve Görsel Sanatın Buluşması Bir yazarın kelimeleri bir sanatçının imgeleriyle yeniden canlandığında ortaya ne çıkar? Retrospective Echoes , tam da bu sorunun peşine düşüyor. Sylvia Plath’in eserlerinden ilham alarak oluşturulan bu sergi, kimlik arayışı, ruhsal değişimler ve insanın kendi varoluşuyla hesaplaşmasını merkezine alıyor. Grafik tasarım, fotoğraf ve kısa film gibi farklı disiplinlerin bir araya geldiği sergi, Plath’in dünyasını yeni bir görsel anlatıya dönüştürüyor. Nilsu’nun Plath’e olan ilgisi yalnızca edebi bir hayranlık değil. Onun melankolisi, varoluş sancıları ve kendini ifade etme çabası, Nilsu’nun iç dünyasında güçlü bir yankı buluyor. Plath’in yazılarında kelimeler nasıl bir terapi aracıysa, Nilsu için de sanatı aynı işlevi görüyor. Kendi duygularını kaydetme, saklama ve dönüştürme ihtiyacı, onu bu sergiyi yaratmaya iten en büyük motivasyonlardan biri. Serginin en dikkat çeken bölümlerinden biri, Plath’in Sırça Fanus  romanındaki ‘ İncir Ağacı Alegorisi ’ nin temsilleştirilmesi. Plath’in, hayatındaki sayısız ihtimal arasında karar veremediği için hiçbirini gerçekleştiremeyişini anlattığı bu metafor, Nilsu’nun kendi kaygılarıyla birebir örtüşüyor. Geleceğe dair belirsizlikler, seçim yapmanın ağırlığı ve zamanın acımasız ilerleyişi… Tüm bunları sanat yoluyla ifade etmek için Nilsu, fotoğraf ve kısa filmi bir araya getirdiği güçlü bir anlatım dili kullanıyor. Bu anlatımın en önemli unsurlarından biri, kısa film. Kısa filmde, Nilsu’nun yakın arkadaşı ve ses mühendisi Arda Güral’ın katkılarıyla, sesin anlamı ve etkisi ön plana çıkarılıyor. Film, izleyiciye yalnızca işitsel değil, görsel olarak da yoğun bir deneyim sunuyor. Plath’in içsel çatışmalarını yansıtan fısıltılar, yankılanan kelimeler ve sessizlik anları görsellerle birleşince sanatçının zihnindeki kararsızlığı seyirciye hissetiriyor. Fotoğraf serisinde ise, incir ağacının metaforik anlamı somut bir forma bürünüyor. Çeşitli kimliklere bürünmüş bireylerin portreleri -bir sporcu, bir yazar, bir eş, bir editör- Plath’in bahsettiği sonsuz olasılıkları temsil ediyor. Bu görsellerin yanında, filmden baskı yapılmış ve kurutulmuş incir yaprakları sergileniyor. Yapraklar, karar veremediğimizde solup kaybolan ihtimalleri simgelerken, film baskıları da bu anları dondurarak bir nevi zamanın izlerini koruyor. Serginin Bilkent Üniversitesi’nde gerçekleşmesi, ona ek bir anlam katıyor. Üniversite, yalnızca bir sergi alanı değil, kimlik arayışlarının en yoğun yaşandığı bir mekan olarak serginin içeriğiyle doğal bir bağ kuruyor. Yirmili yaşlardaki öğrenciler, Plath’in metinlerinde kendilerini buluyor ve Nilsu’nun sanatı aracılığıyla bu duygulara yeni bir perspektiften bakma şansı yakalıyor. “Benimle benzer kimlik krizlerinden geçen, benzer kaygıları taşıyan insanlarla bir aradaydım,” diyor Nilsu. “Çıkış noktası kişiseldi ama bu hisler sadece bana ait değil. Bunları yaşayan tek kişi ben değilim.” Kişisel bir sorgulamayla başlayan bu sergi, kolektif bir deneyime dönüşüyor. Kaygılarımız, seçimlerimiz ve varoluşsal sancılarımız yalnızca bizi değil, çevremizdeki insanları da şekillendiriyor. Retrospective Echoes , Plath’in dünyasını sanatsal bir dille genişletirken, izleyiciyi metnin ötesinde çok duyulu bir deneyime davet ediyor. Edebiyat ve sanat, böylece yalnızca bir ilham kaynağı olmaktan çıkıp, bireysel ve kolektif bir yüzleşme alanına dönüşüyor. Oyun Alanı Nilsu, sanatı keşif ve oyunla iç içe bir süreç olarak görüyor. Onun için sanat, katı kurallar ve kesin doğrular yerine, denemelerle şekillenen bir alan. Kendini sanatçıdan çok bir oyuncu olarak görmesi, farklı disiplinleri bir araya getirmesinin de temel nedeni. Grafik tasarım, fotoğraf, video ve tipografi gibi alanları iç içe kullanması, bu yaklaşımın doğal bir sonucu. “Tasarımda bir dile sahip olmak istiyorsan, denemekten korkmamalısın. Hatalar sürecin bir parçası. Hem sanat hem de tasarım için geçerli bu. Oyun oynamalısın. Hepsi, bir mesajı iletmek için kullandığın oyuncaklar.” Bu yaklaşımı, serginin yapısına da yansıyor. Nilsu, izleyicinin pasif bir gözlemci olmaktan ziyade, sergi alanında gezindikçe kendi anlamlarını oluşturabileceği bir deneyim yaşamasını istiyor. Onun için sanat, yalnızca bir sonuç değil, sürecin kendisiyle de anlam bulan bir varlık. Sanatın Yol Gösterici Gücü Sergi, Nilsu için sadece sanatsal bir başarı değil, aynı zamanda bir kendini keşfetme süreci. Geleceğe dair net bir planı olmasa da, sanatın ona rehberlik ettiğini biliyor. “Şu an Sylvia Plath ile aynı noktadayım. Önümde birçok incir var ve hangisini seçeceğimi bilmiyorum. Aynı anda hepsi olmak istiyorum ve hiçbir şey olmak istemiyorum. Ama bu süreçte, sanatla var olduğumu bir kez daha anladım.” Belki de sanatın en büyük gücü burada yatıyor: Kesin yanıtlar vermek yerine, insanı düşünmeye, sorgulamaya ve keşfetmeye teşvik etmek. Nilsu’nun hikayesi, sanatın yalnızca bir ifade biçimi değil, aynı zamanda bir kişisel ifade biçimi olduğunu bir kez daha kanıtlıyor.

  • Benim Ellerim mi, AI’ın Gölgesi mi?

    Prompt 03 : "Cartoon style @zei, hyper-realistic, monochromatic light effect" and story Begins"A lone artist struggles against the cables and screens wrapping around them, trying to break free. In their hands, a stylus or a design tool begins to dissolve into pixels, manipulated by the invisible presence of artificial intelligence..." Bu yazıyı yazmaya başlamadan önce bir deneme yaptım.  AI'ya beni tanıdığı kadar resmetmesini söyledim.  Farklı görselleştirme araçlarıyla, farklı versiyonlar ürettim. Ortaya çıkan imgeler beni yansıtıyor muydu? Kısmen . Ama her biri, AI'nın beni nasıl gördüğünü, neyin benim için “olası” olduğunu gösteriyordu.  Peki, ben gerçekten kendimi mi görüyorum, yoksa AI’nın bana sunduğu yansımalardan birini mi benimsiyorum? Görselleri incelerken fark ettim ki,  AI ve ben sürekli bir savaş halindeyiz.  Ben özgün olduğumu düşünüyorum, o ise kalıplar sunuyor.  Benim estetik anlayışım mı, onun algoritmaları mı ağır basıyor?  İşte tasarımda da hep bu noktaya geliyoruz. Gerçekten yaratıyor muyum, yoksa en iyi görünen seçeneği mi seçiyorum? İşte bu sorgulama, sadece tasarım sürecimi değil,  teknolojiyle kurduğum ilişkiyi de şekillendiriyor.  AI benim için bir araç mı, yoksa ben farkında olmadan onun yönlendirdiği bir kullanıcı mıyım? Aşağıdaki görseller,  bu savaşı anlamamı sağlayan ilk adımlardan biri. AI gözünden Zeynep suretleri (drum rolls for the background) TouchDesigner ve Tasarım Süreci: Kimin Sözü Geçiyor? Son zamanlarda dijital ve interaktif tasarım işlerinde  TouchDesigner 'ı sıkça kullanıyorum. Bilmeyenler için,  TouchDesigner bir görsel programlama aracı . Dijital sanat, interaktif enstalasyonlar ve generatif tasarımlar üretmek için kullanılıyor. Yani, bir şeyleri sıfırdan çizmiyorsunuz;  kodlar, algoritmalar ve veri akışlarıyla görseller, animasyonlar ve deneyimler yaratıyorsunuz. İlk duyduğumda heyecanlanmıştım çünkü "tam benlik bir şey" diye düşünmüştüm. Ama bir süre sonra fark ettim ki  benim 'özgürce' tasarladığımı düşündüğüm noktalar aslında sistemin bana sunduğu olasılıklar arasından seçim yapmamla sınırlı. Mesela, bir görsel oluşturuyorum. Başta her şey benim elimde gibi hissediyorum ama sonra sistem farklı olasılıkları önüme koyuyor. Ben de içgüdüsel olarak en hoşuma gideni seçiyorum.  Bu gerçekten benim tasarımım mı?  Yoksa bana sunulan seçeneklerden birini mi sahipleniyorum? İşte burada "tasarımcı" olarak ne kadar özgür olduğum sorusu geliyor. Gerçekten yaratıyor muyum, yoksa  benim işim sadece "daha iyi olanı" seçmek mi? SpliceLama: Görseller Arası DJ'lik ve Yapay Zeka Akışı Pek de kullanıcı dostu olmayan Touchdesigner çalışma ekranından bir kare Bu sorgulamalarım sırasında  "SpliceLama"  diye bir sistem oluşturdum. Evet, ismi ben koydum. Ama hem sistemin işleyişini hem de kafamdaki soru işaretlerini tam anlamıyla yansıtıyor. SpliceLama'nın olayı şu:  İlk başta iki ayrı görsel üretmek için iki farklı yapay zeka prompt'u giriyorum.  Yapay zeka bu girdilere göre görüntüler oluşturuyor. Sonra,  SpliceLama içindeki geçiş araçlarını kullanarak  bu iki görsel arasında kayabiliyorum.  Ben slider'ları çekiyorum, parametreleri değiştiriyorum, renkleri ve formları yönlendiriyorum. Ama bir noktada şunu fark ettim:  Başta tamamen benim kontrolümde gibi görünüyordu ama aslında AI bana seçenekleri sunuyor ve ben sadece en hoşuma gideni seçiyorum.  Gerçekten tasarım yapıyor muyum, yoksa sistemin oluşturdukları arasından karar mı veriyorum? SpliceLama'nın esinlendiği Touchdesigner "dj kabinimizden" demo bir görüntü Bu proje biter mi? Kim bilir.  Belki ileride geliştiririm, belki de bir noktada "bitirilmemiş işler" klasörümde kaybolur.  Ama sanırım mesele bu değil.  Tamamlanmış projeler değil, bizi götürdüğü yollar asıl önemli olan. SpliceLama.pn g not found (Proje tam anlamıyla bittiğinde, ilerleyen yazılarımdan birinde bir demo olarak sizlerle paylaşmayı umuyorum. Ama şu an birkaç kare paylaşsam mı diye düşünüp, sonra beklentiyi yükseltme korkusuyla kendi hype’ımdan ürkerek vazgeçtim..) Teknoloji Bizi Nereye Götürüyor? Tasarım artık bizim elimizde mi, yoksa fark etmeden yönlendirildiğimiz bir simülasyona mı dönüştü? İnsan sezgisi kayboluyor mu, yoksa yeni bir yaratım biçimine mi evriliyoruz? SpliceLama gibi projeler bu sorulara yanıt bulmak için birer deney alanı. Ama asıl soru şu:  Gelecekte tasarımcı kim olacak? Biz mi, yoksa kod satırlarının ardındaki sistem mi? Bir noktada  insan sezgisi mi yok olacak, yoksa yeni bir tasarım anlayışının kapısını mı aralıyoruz?  Yapay zeka ve algoritmalar büyüdükçe, tasarım süreci bizim öngördüğümüzden farklı bir hale gelebilir. Bu yazı sadece bir başlangıç. Belki de bütün bu soruları cevaplayamayacağım ama sorgulamaya devam edeceğim.  SpliceLama gibi projeler, benim bu soruların cevabını bulmam için bir araç. Peki sen ne düşünüyorsun?  Gelecekte tasarım kararlarını kim verecek: Biz mi, yoksa sistem mi?

Hepsini Görüntüle

Diğer Sayfalar (10)

  • Zemin | DEMODE

    BİR PLATFORMDAN DAHA FAZLASI Burası, Türkiye’nin genç yaratıcıları için fikirlerini özgürce paylaşabilecekleri güvenli bir topluluk ve ifade alanıdır. Demode, bu alanı seninle birlikte şekillendirerek yaratıcılığını serbest bırakman için bir ZEMİN sunar. Daha fazlası? Yeni içeriklerimiz yakında seninle!

  • Kariyer | DEMODE

    DEMODE KARİYER Sıradanın ötesinde, sana ilham verecek ve yaratıcılığını besleyecek bir platforma katıl! Açık Pozisyonlar DEMODE’de yer almak, yaratıcılığınızı özgürce sergileyebileceğiniz gönüllü bir yolculuktur. Emeğinize değer veriyor ve gelecekte destek olmayı hedefliyoruz; şimdilik maddi katkı sağlayamasak da burada potansiyelinizi keşfetmeniz ve kendinizi geliştirmeniz için tüm fırsatları sunuyoruz. Tecrübenizin düzeyi değil, öğrenmeye olan hevesiniz ve yaratıcı özgürlüğü sahiplenme isteğiniz bizim için önemli. Eksiklerinize değil, birlikte neler başarabileceğimize odaklanıyoruz. Eğer bu yolculuğa bizimle çıkmak istiyorsanız, aşağıdaki yarı zamanlı ve uzaktan pozisyonlara başvurunu heyecanla bekliyoruz! İçerik Üreticisi Grafik Tasarımcı Görev Tanımı ve Vizyonumuz Demode, genç ve yaratıcı bir topluluğa hitap ederek, estetikten ödün vermeden güçlü hikayelerle ilham vermeyi amaçlayan bir platformdur. Grafik tasarımcı olarak, Demode’nin görsel kimliğini yalnızca oluşturmakla kalmayacak; aynı zamanda içeriklerin her birinde hikaye anlatımı ve kavramsal zenginliği destekleyerek özgün bir deneyim yaratacaksınız. Sosyal medya gönderileri, kapak görselleri, haftalık bülten tasarımları ve platform içi grafiklerde hem estetik dokunuşunuzu hem de yaratıcı hikaye anlatımı gücünüzü yansıtmanız bekleniyor. Bu pozisyon, yalnızca teknik becerilerinizi kullanmanızı değil; aynı zamanda Demode’nin ruhunu, vizyonunu ve sesini özgün görsel dille ifade etme şansı sunan bir alan. Kendinizi ifade ederken markanın görsel kimliğine katkıda bulunacak ve yaratıcılığınızı tam anlamıyla sergileyebileceksiniz. Görevlerin Demode’nin sosyal medya ve platform içerikleri için, ilham verici ve konsept odaklı görseller hazırlamak. Belirli içeriklere uygun kapak görselleri ve etkileyici sosyal medya gönderileri oluşturmak. Haftalık e-posta bültenleri için yaratıcı tasarımlar yapmak. Markanın ruhunu yansıtan yenilikçi projeler geliştirirken, aynı zamanda kendi tasarım vizyonunuzu sergilemek. Beklenenler Daha Fazla Bilgi ve Başvuru Adobe Creative Suite (Photoshop, Illustrator vb.) programlarında deneyimli, tasarım prensipleri, tipografi, renk kullanımı, hikaye anlatımı ve kavramsal düşünme konularında bilgi sahibi, haftalık belirli bir zaman ayırabilecek yaratıcı ve Demode’nin tarzına uygun bir grafik tasarımcı olmanız beklenmektedir. Vizyon DEMODE’de içerik üreticisi olmak, sadece bir pozisyondan çok, kendinizi özgürce ifade etme ve sesinizi bulma ve onu tutkuyla duyurma fırsatıdır. Burada, trendlerden bağımsız olarak içsel bir yolculuğa çıkabilir, tutku dolu ve özgün içerikler üretebilirsiniz. Bizim için önemli olan, bu içeriklerin sizin özgün bakış açınızı, düşüncelerinizi ve yaratıcılığınızı yansıtmasıdır. İster görsel çalışmalar, ister video kolajlar, ister müzik/film yorumları veya kişisel deneme yazıları üretmek isteyin, DEMODE sizinle bu içerikleri okurlara ulaştırmak için burada. Bu platformda yaratıcı kontrol tamamen sizin elinizde olacak ve özgünlüğünüzü dilediğiniz şekilde ifade edebileceksiniz. Tanım Kendi sesinizi ve tarzınızı yansıtan içerikler oluşturmak; DEMODE, bu içerikleri tutkuyla üretmeniz dışında sizden başka bir kural beklemez. İlgi alanlarınız doğrultusunda içerikler hazırlamak ve yaratıcı projelere katkıda bulunmak. Okuyuculara ilham verecek, düşündürecek ve kendinizi ifade etme yolculuğunuzu paylaşacak yazılar yazmak veya projeler paylaşmak. Beklenenler Kendi sesini özgünce ve samimiyetle yansıtan, okuyucularla güçlü bir bağ kurabilen, düzenli katkıda bulunarak topluluğun bir parçası olmaktan keyif alacak ve içeriklerini özgün görsellerle destekleyecek yaratıcı ve hevesli biri olmanız. Daha Fazla Bilgi ve Başvuru Ekibimize Katılmak İster Misin? Sıradanın ötesinde, sana ilham verecek ve yaratıcılığını besleyecek bir platforma katıl! İçerik Üreticisi Grafik Tasarımcı Görev Tanımı ve Vizyonumuz Demode, genç ve yaratıcı bir topluluğa hitap ederek, estetikten ödün vermeden güçlü hikayelerle ilham vermeyi amaçlayan bir platformdur. Grafik tasarımcı olarak, Demode’nin görsel kimliğini yalnızca oluşturmakla kalmayacak; aynı zamanda içeriklerin her birinde hikaye anlatımı ve kavramsal zenginliği destekleyerek özgün bir deneyim yaratacaksınız. Sosyal medya gönderileri, kapak görselleri, haftalık bülten tasarımları ve platform içi grafiklerde hem estetik dokunuşunuzu hem de yaratıcı hikaye anlatımı gücünüzü yansıtmanız bekleniyor. Bu pozisyon, yalnızca teknik becerilerinizi kullanmanızı değil; aynı zamanda Demode’nin ruhunu, vizyonunu ve sesini özgün görsel dille ifade etme şansı sunan bir alan. Kendinizi ifade ederken markanın görsel kimliğine katkıda bulunacak ve yaratıcılığınızı tam anlamıyla sergileyebileceksiniz. Görevlerin Demode’nin sosyal medya ve platform içerikleri için, ilham verici ve konsept odaklı görseller hazırlamak. Belirli içeriklere uygun kapak görselleri ve etkileyici sosyal medya gönderileri oluşturmak. Haftalık e-posta bültenleri için yaratıcı tasarımlar yapmak. Markanın ruhunu yansıtan yenilikçi projeler geliştirirken, aynı zamanda kendi tasarım vizyonunuzu sergilemek. Beklenenler Adobe Creative Suite (Photoshop, Illustrator vb.) programlarında deneyimli, tasarım prensipleri, tipografi, renk kullanımı, hikaye anlatımı ve kavramsal düşünme konularında bilgi sahibi, haftalık belirli bir zaman ayırabilecek yaratıcı ve Demode’nin tarzına uygun bir grafik tasarımcı olmanız beklenmektedir. Daha Fazla Bilgi ve Başvuru Görev Tanımı ve Vizyonumuz Demode’de içerik üreticisi olmak, sadece bir pozisyondan çok, kendinizi özgürce ifade etme ve sesinizi bulma ve onu tutkuyla duyurma fırsatıdır. Burada, trendlerden bağımsız olarak içsel bir yolculuğa çıkabilir, tutku dolu ve özgün içerikler üretebilirsiniz. Bizim için önemli olan, bu içeriklerin sizin özgün bakış açınızı, düşüncelerinizi ve yaratıcılığınızı yansıtmasıdır. İster görsel çalışmalar, ister video kolajlar, ister müzik/film yorumları veya kişisel deneme yazıları üretmek isteyin, Demode sizinle bu içerikleri okurlara ulaştırmak için burada. Bu platformda yaratıcı kontrol tamamen sizin elinizde olacak ve özgünlüğünüzü dilediğiniz şekilde ifade edebileceksiniz. Görevlerin Kendi sesinizi ve tarzınızı yansıtan içerikler oluşturmak; Demode, bu içerikleri tutkuyla üretmeniz dışında sizden başka bir kural beklemez. Sanatsal, edebi veya kültürel ilgi alanlarınız doğrultusunda içerikler hazırlamak ve yaratıcı projelere katkıda bulunmak. Okuyuculara ilham verecek, düşündürecek ve kendinizi ifade etme yolculuğunuzu paylaşacak yazılar yazmak veya projeler geliştirmek. Beklenenler Kendi sesini özgünce ve samimiyetle yansıtan, okuyucularla güçlü bir bağ kurabilen, düzenli katkıda bulunarak topluluğun bir parçası olmaktan keyif alacak ve içeriklerini özgün görsellerle destekleyecek yaratıcı ve hevesli biri olmanız. Daha Fazla Bilgi ve Başvuru

  • Forum | DEMODE

    Bu özelliği test etmek için sitenizi ziyaret edin. Tüm Mesajlar Gönderilerim Giriş / Kaydol Sıralama: En Yeni Tüm Kategorileri Takip Et Zeynep Timur Demode Forum’a Hoş Geldin! Selam! Demode Forum’a adım attın, ne güzel ki buradasın. Burası, yaratıcılığınla bir iz bırakabileceğin bir yer; kendi alanını bulmak, yeni ilhamlar keşfetmek ve birlikte bir şeyler yaratmak için buradayız. Yalnızca fikirlerinle değil, enerjinle de bu topluluğa katkı sağlıyorsun. Demode Forum, seni 2 0 yorum 0 26 Eki 2024 Beğen 0 yorum Yorum Yaz Zeynep Timur Forum Kuralları !!! Demode Forum’a hoş geldin! Burası, yaratıcı fikirlerin özgürce paylaşıldığı, destekleyici bir topluluğun buluştuğu alan. Burada güzel bir ortam yaratmak için basit kurallarımız var: 1. Saygılı Ol - Sıfır Tolerans • Burada hakarete, küfüre ve nefret söylemine sıfır tolerans var. Bu tür bir davran 2 1 yorum 1 28 Eki 2024 Beğen 1 yorum Yorum Yaz Forum - Frameless DEMODE FORUM Demode Forum’a hoş geldin! Burası, yaratıcılığını serbest bırakabileceğin ve senin gibi düşünenlerle buluşabileceğin alan.

Hepsini Görüntüle

Forum Mesajları (3)

Hepsini Görüntüle
bottom of page